Dejeneratif Nöral Hastalıklarda Tamamlayıcı Tedaviler
Dejeneratif Nöral Hastalıklarda Tamamlayıcı Tedaviler; Parkinson, MS veya Alzheimer gibi bir dejeneratif nörolojik hastalık tanısı aldınızsa ya da bir yakınınıza bu tanı konduysa, klasik tedavi yöntemlerinin yanında başka ne yapılabilir diye araştırmaya başlamış olabilirsiniz.
Çünkü artık sadece ilaçlar ve hatta cerrahi, bazı hastalıklarda tek başına yeterli olmayabiliyor.
Aslında bu cümle bazı hastalıklardan ziyade tüm hastalıklar için de geçerli olabilir.
Hastalıklara bütüncül yaklaştığımızda görürüz ki hastalığa neden olan kök sebeplere yönelik tedavi planlanmadığı müddetçe oluşan sonuç ya hep ilaca bağımlı devam eder, ya da bir süre sonra olay yeniden tekrarlar.
Dejeneratif pek çok hastalıkta, vücudun çöplerini temizleme sisteminin yani antioksidan sisteminin düzenli çalışmadığı görülmektedir. Vücut toksik yükü atamadıkça, biriken atıklar nerde çoksa ona göre çeşitli hastalıklar oluşur. Sinir sisteminde bu en çok Parkinson olarak sonrasında ALS, MS, Alzheimer diye devam eder.
Bu hastalıklarda ilaç tedavileri elzemdir ancak kişiyi o sonuca getiren mekanizmalara müdahale edilmedikçe kişi orta karar ilaç bağımlı şekilde yaşamaya devam eder.
Bu Hastalıklar Nasıl Gelişiyor?
Vücudumuza beslenme ile aldığımız her şey emilir, işlenir, ayıklanır ve işe yaramayan kısımları atılır. Her ne kadar atma işlemini yapan organların düzgün çalışması çok önemli olsa da, daha baştan sistemi zorlayacak şekilde besin yüklemesi yapmamaya dikkat etmek de çok önemli.
Beslenmede ilk basamak bağırsak duvarının bozulmasıdır. Son yıllarda paketli beslenmenin artması ve paketli gıdanın raf ömrünü ve lezzetini arttırmaya yönelik kullanılan kimyasalların ve vücuda iyi gelmeyecek yağ, protein vb nin kullanımının artması ile oluşur. Ayrıca daha bebeklikten itibaren kişisel olarak hassasiyetin olması ile, gluten ve kazeine karşı aşırı duyarlı kişilerde de bilinçsizce bu maddelerin çok kullanılması da yine aynı şekilde bağırsak hasarına neden olur.
Bilinçsizce kullanılan pek çok ilaç, mide bağırsak pH’ını ve bu bölgelerde yaşayan mikroorganizmaların dengesini bozar.
Bağırsak lümeninde sayısının az olması gereken pek çok patojen (bakteriler, mantarlar) çoğalır. Bağırsak duvarının sıkı bağlantıları çözülür ve bu boşluklardan emilmemesi gereken, iyi sindirilememiş (yeterince parçalara ayrılamamış) maddeler dolaşıma katılır ve vücut bunları düşman maddeler olarak görerek savaş açar. Burda ilginç olan bu protein yapıların aynı zamanda bazı vücut dokularına benzer olmasıdır. Buna mimikri denir. Yani kazein ve onun parçaları eklem yapılarına benzer. Sonuç olarak kişide süte olan hassasiyet eklem romatizmasına neden olur.
Bu benzerlik tiroidle olunca Hashimoto, sinir sistemi ile olunca kişide MS gelişebilir.
Hastalıkların vücudun temizlenmesinde sorun olduğunda oluştuğu varsayımı ile;
Dejeneratif Nöral Hastalıklarda Tamamlayıcı Tedaviler
ilk olarak girişi sonrasında da çıkışı düzeltmek gerekir.
Bunun için ilk adım bağırsak astarının tedavi edilmesidir. Bağırsak hücrelerinin arasındaki sıkı bağlar, proteinlerle yeniden onarılır. Özellikle de glutamin, lizin, prolin gibi aminoasitler bu onarımı sağlar.
Gaps Diyeti
Et – kemik suyu ile yapılan diyetler,
Glutamin – Riboz kombinasyonlu tedaviler
Pancar Kwas vb li fermente ürünler, barsak onarımı için düzenlenir.
Dejeneratif tüm beyin hastalıklarında bu tip beslenme tedavinin olmazsa olmazıdır.
Gaps diyeti kişinin durumuna göre planlanır ve takibi yapılır. Bu diyet 6 aydan 2 yıla değişen sürelerde, kliniğin seyrine göre değişen bir diyettir.
Eliminasyon diyeti; Barsakta yıkım yaptığı düşünülen gıdalar 2 aylık bir süreç de elimine edilir ve sonrasında dokunup dokunmadığına bakılarak diyete dahil edilir.
Biorezonans (Frekans Terapileri)
Her hücrenin, dokunun ve organların bir titreşimi, bu titreşimin bir frekansı yani bir salınım hızı ve vücudumuzun da bir manyetik alanı vardır. Normal bir hücre, doku veya organda dolaşım problemi, beslenmesinde bozulma gibi durumlar ortaya çıktığında öncelikle beden titreşim ve salınım hızını azaltarak uyum sağlamaya çalışır (metabolizmayı, çalışma hızını) düşürür. Yani hasta olmadan önceki sessiz durum, vücudun bir uyum sağlama, kendini iyileştirme potansiyelini kullanma çabası ile geçen süredir. Kişi bu dönemi farkeder, sağlıklı beslenme, spor yapma, stresle başa çıkma gibi eylemlere yönelirse, geri dönüşsüz bir sürece girmeden olay çözülür. Bu tür önlemler alınmadığında ise önce küçük küçük belirtiler sonrasında da dizi dizi hastalıklar (hipertansiyon, diyabet, kronik ürtiker, obezite vb) eklenerek hayat devam eder.
Vücudun yeniden düzenlenmesi ve dengesinin normale döndürülmesi için kullanılan doğal manyetik alan frekans terapileri çeşitli ad ve markalarda biorezonans cihazları ile titreşimi ve manyetik alanı bozulmuş bedene yeniden eski sağlığına kavuşma şansı verir.
Gaps diyeti ve destek tedavisi düzenlediğimiz hastalarımızda tam bu noktada beden frekans esnekliklerini kaybetmiş, dış uyaranlara uyumu bozulmuş kişilerdir.
Bu bozulma vücudun kendi kendini iyileştirme gücünün önünde bir engel teşkil eder.
Manyetik alan ve frekans terapileri bağışıklık sistemine gerekli bilgiyi ileterek vücudun yeniden normale dönmesini (regülasyon) sağlar. Bu sayede hem hastalığa yönelik frekanslar kullanılarak spesifik olarak hastalıkla ilgili tedavi planlanırken, hem de hastanın fizyolojik olarak diyete uyumu sağlanır. Böylece frekans terapileri ile iki yönlü bir iyileştirme sağlanmış olur.
Mitokondri ve karaciğerin fonksiyonlarının iyileştirilmesi:
Glutatyonu yükseltecek diyet önerileri
Milk Thistle (deve dikeni) ekstreleri
İ.V. Glutatyon tedavisi
Ozon (intravenöz / rektal)
Co-enzim Q10
Metilasyonu düzenleyecek B kompleks ve folat takviyesi
E vitamini, C vitamini gibi antioksidanlar
Kişinin planlanmış Parkinson tedavisinin yanında mutlaka karaciğerin detoks gücünü arttıracak şekilde tedavi planın yapılması, kişinin uzun süreli ilaç ihtiyacını azaltır ve hayat kalitesini arttırır.