Frekans nedir, Biorezonans nedir?
Geometriden tanıdığımız Pisagor aynı zamanda akustiğin de temelini atmış bir bilim adamıdır.
Bir telin uzunluğu ile sesin yüksekliği arasındaki ilişkiyi saptamış ve öğrencilerine belirli melodilerin insan bedeni üzerinde belirli tepkilere neden olduğunu göstermiştir; doğru düzendeki sesler iyileşmeyi hızlandırır.
Aristo müziğin duyguları açığa çıkarmaktaki gücünü, Eflatun ise ritmin, insan psikolojisi üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Sonuç olarak hepsi müziğin ve ritmin gezegenlerin hareketleriyle aynı prensiplerde oluştuğunu görmüşlerdir. Gezegenler, güneşin etrafında belli yörüngelerde dönerler. Makro düzeydeki bu olay, mikro düzeyde de hücre içinde gerçekleşir. Atomun yapısında da çekirdek etrafında elektronlar ritmik ve simetrik olarak dönerler. Işık ve ses de aynı kurallarla oluşur ve yayılır.
Bir maddenin birim zamandaki titreşim sayısına Frekans diyoruz.
Titreşim ise küçük ve hızlı salınımlara verilen genel ad olmakla birlikte, bir sistemin dengede kalmaya yakın mesafede yapmış olduğu salınım hareketleridir.
Az önce bahsettiğimiz atom içi elektron hareketleri de bir titreşime neden olur. Sonuçta atom içeren herşeyin bir titreşimi vardır ve artık bunları ölçebilmek mümkündür.
Bir gitar telinin bir saniyedeki titreşimi onun frekansıdır mesela. Frekans, içinde tekrar eden bir hareket varlığıdır. Bu tekrar aynı zamanda enerji göstergesidir.
Bir denizin kıyıya vurduğu dalga halinde de frekanstan söz ederiz ve dışarıdan bir kuvvet almadığından bu doğal bir frekanstır. Dalga demişken frekanstan bahsederken dalga ve dalga boyundan bahsetmemek olmaz. Ses ve ışık dalgalarla yayılır.
Bu yayılım frekans olarak ölçülür.Yukarı aşağı bir doğru üzerinde salınan dalgalarda (bir devirlik dalga) dalga genişliği ne kadar az olursa titreşim artar ve ne kadar ara açılırsa da titreşim azalır.
Titreşim az olduğunda frekans da düşük demektir.
Frekansın birimi “Hertz” dir. 1 hertz bir dalganın bir saniyede bir kez tekrarlaması demektir. Frekansı ölçmek için, o olayın belli bir zaman aralığında kendini kaç kez tekrarladığını ölçeriz.
Akupunktur, çin tıbbının ana unsurlarındandır. Vücutta elektrik akımının belli kanallar üzerinde aktığı, tıpkı lenf kanalları gibi belli odaklarda toplandığı bilgisini temel alır.
Aktığı bu kanallara meridyenler üzerinde özel noktalar ve akımın toplandığı ana odaklara da çakralar denir. Akupunkturla ilgili bilimsel çalışmalar yapılırken, meridyenlerin üzerindeki noktaların farklı elektrik akımları olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra birtakım homeopatik örneklerin bu noktalara yerleştirildiğinde buradaki akımın şiddetinin değişiği gözlemlenmiştir.
Yani dışardan birtakım maddelerin vücuttaki akım üzerinde etkisi olduğu, vücudun akımını arttırabileceği veya azaltabileceği bilgisi, biorezonans cihazlarının gelişimini hızlandırmış.
Rezonansa gelince, benzer veya aynı frekansta titreşen nesnelerin birbirini etkilemesi veya titreşen bir cisim üzerinde benzer frekansların etkinliğinin artması demektir.
Farklı kalınlıktaki cam bardaklarda rezonansı aynı olanlar birlikte titreşir ya da bir opera sanatçısı ile aynı tonda titreşen camın kırılması gibi.
Wikipedia ya göre “fizikte bir sistemin (genellikle doğrusal bir sistemin) bazı frekanslarda diğerlerine nazaran daha büyük genliklerde salınması eğilimidir.
Bunlar, o sistemin rezonans (tınlaşım) frekansları olarak adlandırılır. Bu frekanslarda küçük periyodik kuvvetler bile çok büyük genlikler üretebilir”
Biorezonans cihazında da kullanılan frekanslar, kişinin vücut frekansı ile eşleştiğinde rezonans oluşur ve bu noktadan sonra tedavi başlar.
Hücrelerde meydana gelen titreşimlerin, birbirleri ile olan iletişimi sağladığı da gösterilmiş. Organ sistemleri oluşurken, aynı titreşen hücreler organları, organlar da sistemleri oluşturur (sinir sistemi, sindirim sistemi gibi).
Hücreler arası iletişimin kesilmesi ile hücre ölümü, hücre çoğalması kontrol kaybı sonucu, kanser geliştiği de düşünülmektedir.
Bu bilgilere dayanılarak, biorezonans sistemi içinde bir takım tedavi modaliteleri geliştirilmiştir.
Örneğin karaciğer yağlanmasında, hastalıklı hücrelere gönderilen, sağlıklı karaciğer hücresi frekansları, bu hücrelerin sağlıklı hücreler tarafından etkilenerek iyileştirici etki başlattığı gösterilmiş.
Bunun dışında Clark frekansları kullanılarak, pek çok mikroorganizmanın temizlenmesi ile ilgili programlar kullanılır. Dr. Hulda Regehr Clark, 1928’de Kanada’da doğmuş. Lisans ve yüksek lisans derecelerini Saskatchewan Üniversitesi’nin Biyoloji bölümünden almış 1958 yılında Minnesota Üniversitesi’nden Fizyoloji Doktoru unvanını almış bir bilim insanıdır.
Dr. Clark’ın çalışmaları Biyofizik ve hücre fizyolojisi üzerine yoğunlaşmıştır. Dr. Clark’ın bağımsız çalışmaları onu parazitler, bakteriler, virüsler gibi mikroorganizmalar ve ağır metaller, solventler ve radyoaktif maddeler gibi etkenlerin insan vücudu üzerinde hastalık yaratma açısından etkileri üzerine araştırmaya yöneltti.
Dr. Clark bitkilerin, esansiyel yağların, ortomoleküler terapi ve frekans terapisinin hastalıkların tedavisindeki etkilerini araştırdı. Özellikle diş sağlığının ve çevre kirlenmesinin önemine dikkat çekti.
Clark frekansları pek çok bakteri, virüs ve mantar için belirlenmiştir.
Sistem burada genlik arttırıcı yani iyiyi çoğaltıcı ya da yükseltici değil tersine çevirici dalgalar kullanarak bu mikroorganizmaları sistemden silmeye odaklı çalışır.
Pek çok farklı rezonans cihazında Rife frekansları kullanılır. Royal Raymond Rife biyoelektrik tıbbın babası kabul edilen bir bilim adamıdır. Geliştirdiği teknoloji, günümüz optik, elektronik, radyokimya, biyokimya, balistik ve havacılık alanlarında hala kullanılmaktadır. Dünyada trilyonlarca farklı rezonans frekansı vardır ve her varlık, her molekül kendi rezonans frekansına sahiptir.
Rife yıllar süren çalışmaları sonucunda, Herpes, çocuk felci, menenjit, tetanoz, grip ve çok sayıda tehlikeli hastalık organizmalarını tahrip eden frekansları buldu.
Kanser hücrelerinin frekanslarla yıkımı üzerine de pek çok çalışması mevcuttur.
Şu anda özellikle ileri düzeyde bozulma olmamış, çoğu dejeneratif hastalık, cihaz içinde uygun frekanslarla tedavi edilebilmektedir.
Kas iskelet sistemi dejeneratif ve romatolojik hastalıkları, pek çok enfeksiyon hastalıkları, pek çok nörolojik hastalık vb).
Sonuç olarak Biorezonans terapileri uzman hekimler elinde bütüncül tıp bakışı ile hastayı değerlendirilerek kullanılması gereken terapilerdir.
Kilo vermede bile sadece bir diyet yaklaşımı ile değil, kişinin o anki iyilik durumunun değerlendirilmesi, mevcut hastalıkları, mevcut kan değerleri ile yapılarak, bir bütün halinde bir yaklaşım sergilenmelidir.
Kronik bir hastalıkta da, biorezonans terapisi yanında, kişinin diyeti, egzersizi ya da günlük yaşam aktivitelerinde dikkat edecekleri noktalar ve ek takviyeleri düzenlenmelidir.
TENDİNİT Mİ, TENDİNOZ MU? Tendinit mi tendinoz mu ayrımını yapmaya öncelikle Tendinopati ile başlayalım. Tendinopati…
Tenisçi dirseği geçmez mi? Tenisçi dirseği hastalığı el bileğinin aşırı kullanılması sonucu gelişen bir hastalıktır.…
Aşil Tendiniti Aşil Tendiniti parmak ucu yükselmeyi sağlayan çok kuvvetli iki kasın ortak tendonunun uzun…
Kemik Erimesi Osteoporoz, kelime anlamı kemiklerde porlar yani delikler olması demek. Kemik normalde de içinde …
“Ben düşüncelerim değilim, sadece şu an için bu düşüncelere sahibim” Bazen içinde bulunduğumuz süreçte, düşüncelerimiz…
Tenosinovit nedir? Teno-sinovit adından anlaşıldığı üzere içeriğinde tendonun ve sinovyanın dahil olduğu bir patolojidir. Tendinit…
This website uses cookies.
View Comments