Ozon Tedavisi Nedir?
Ozon Tedavisi Nedir?
Ozon, Oksijenin, doğada yüksek enerjili elektrik akımına ve ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalması sonucu oluşan, 3 oksijen molekülü taşıyan bir moleküldür. Renksiz kendine has bir kokusu vardır (doğadaki hali, yağmurda şimşek çakmaları sonrası hissedilen koku). Ozon stratosferde bulunan en önemli gazlardan biridir. 20-30 km yükseklikte yaklaşık 1000 mikrogram/m3 düzeyine ulaşır. 200-300 nm dalga boyunda UV aralığındaki emilim kapasitesi sayesinde ozonosfer, güneşin yaydığı yüksek enerji yüklü ultraviyole ışınlara karşı koruyucu bir filtre mekanizması sunmakta ve dünyadaki biyolojik dengeyi korumaya yardımcı olmaktadır.
1960 lardan bu yana su yüzeyinin kimyasal maddelerle artan biçimde kirlenmesi yoğun bir sorun hale gelmiştir. Buradan hareketle ozonun ileri derecede dezenfekte edici özelliklerinin farkına varılmış ve suyun işlenmesinde ozonla işlenme evresi önem kazanmıştır.
Bununla birlikte medikal olarak kullanılan ozon, ozon jeneratörü denen cihazlarla sentetik olarak da üretilir. 1800’lü yıllardan itibaren özellikle enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılmaya başlanarak, etki mekanizmaları çalışmalarla açıklandıkça kullanıldığı alanlar artmıştır. 1900’lü yıllara gelindiğinde sadece antibakteriyel değil, antienflamatuar ve kan hücrelerini de düzenlediğine dair çalışmalar yayınlanmaya başlamıştır. 1958 yılında ozon jeneratörünün tıbbi kullanıma girmesiyle de, ozonun doz bağımlı etkileri ile ilgili çalışmalar çoğalmış ve ozonun pratik kullanılırlığı kabul görmeye başlamıştır.
Tedavide Kullanımı
Ozon yapılan tüm çalışmalar sonucu, bir tamamlayıcı ajan olarak konumlandırılmıştır. Ozon tedavisinin geliştiği ilk yıllarda özellikle açık yaralarda lokal olarak, enfeksiyon tedavisinde kullanılan ozon daha sonra geliştirilen tekniklerle damar içi kullanımın gelişmesiyle sistemik pek çok hastalıkta kullanılmaya başlanmıştır.
Özellikle eritrositlerde oksijen taşınmasını ve oksijenin dokulara aktarılmasını kolaylaştılması etkisi ile damarsal patolojilerde çok kullanılmıştır. Özellikle bacaklarda gelişen damarsal sıkıntılara bağlı (arteriyel ve venöz yetmezlik) yürüyememe ve ülsere yaralarda iyi sonuçlar elde edilir. Yine aynı mekanizmayla serebral (beyin) dolaşım bozukluklarında (felç) kullanılır. Özellikle akut dönemde çok etkili olmakla birlikte devam eden yıllarda da hastalık seyrine olumlu katkıları mevcuttur.
Mantar, Virüs ve Bakteriler
Ozonun güçlü mantar virüs ve bakteri öldürücü etkisi, öncelikle açık yaralarda dezenfektan olarak kullanılmasına neden olmuş. Ozon deri ülserleri, diyabetik yaralar, damar yetmezliğine bağlı gangrene yaralar ve uzun süreli yatmaya bağlı gelişen bası yaralarında oldukça etkin tedavi sunmaktadır. Sistemik kullanımı vücutta özellikle Hepatit B- C Herpes gibi virüs tedavilerinde kullanımını sağlamıştır. Günümüzde de aynı mekanizma ile Coronavirus (Covid19) tedavisinde kullanımı gündemdedir.
Ülseratif kolit ve Crohn
Ülseratif kolit ve Crohn gibi inflamatuar barsak hastalıklarında ve rektal bölge patolojilerinde (fissür, proktotit vb) ozon hem sistemik hem de rektal yol ile lokal iyileşme sağlamaktadır.
Ozonun bağışıklık sistemini güçlendirici etkisine bağlı olarak, pek çok romatizmal hastalıkta kullanımı mevcuttur. Reaktif oksijen türleri hücre içine girerek yangıyı azaltan sitokin düzeylerini ve büyüme faktörlerinin yapımını da artırarak bu etkilerini sağlarlar.
Yine aynı mekanizma ile (doku onarıcı büyüme faktörleri salgılatarak) kireçlenme gibi dejeneratif hastalıklarda kıkırdak kaybını azaltır. Kıkırdak yapımını uyararak ve eklem sıvısını arttırarak eklem ağrılarında azalma ve hareket açıklığında artma sağlar. Burada da özellikle eklem içi enjeksiyon şeklinde uygulaması etkinliği arttırır.
Hücre içerisinde artan reaktif oksijen türlerini temizleme kapasitesinde azalma, hücrelerde oksidatif hasara neden olurlar. Bu duruma artmış oksidatif stres denmektedir. Tekrarlanan düşük dozda ozon uygulamaları sonucunda antioksidan sistem güçlendirilerek oksidatif strese karşı direnç gelişir. Organizmanın kendi oksidanlarını aktive etmesi ve sonuç olarak antioksidatif kapasitenin yükselmesi yaşlanma süreçlerini geciktirir. Bu etki başta yaşlı hastalarda olmak üzere stresle baş etme ve günlük yaşam aktivitelerinde performans artımıyla tüm yaşlarda pozitif katkı sağlar.
Kanser tedavisi gören hastalarda daha düşük dozlarda mevcut tedaviye destek olarak kullanılmaktadır. Amaç klasik tedavinin etkilerini uzatmak veya desteklemek, hastanın durumunu ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Bu amaçla major – minör otohemoterapi veya rektal uygulamalar düzenlenir.
Allerjik durumlarda özellikle kronik ürtiker, egzama gibi durumlarda düzenli aralıklarla uygulanan minör otohemoterapi hastalığın seyrini oldukça hafifletmektedir.
Kanın akışkanlığında artma (eritrosit duvarında yumuşama ve oksijen taşıma kolaylığı ile) diyabet gibi pek çok vaskülitik hastalıkta gelişen damar probleminin seyrinde rahatlama sağlar.
Bunlar özellikle gözde maküler dejenerasyon, nöropatik ağrılar, erektil disfonksiyon gibi durumlardır, kanlanmanın artmasıyla bu tip sıkıntılarda da rahatlama başlar.
Ozon Tedavisi Ne Zaman Uygulanmaz?
Hastalarda oksijen taşınmasıyla ilgili bir enzim eksikliği varsa (Glukoz-6 fosfat dehidrogenaz eksikliği); favizm
İleri derecede anemi (hemoglobin 9 un altında)
Hipertiroidi
Coumadin türü kan sulandırıcılarda tedavi sırasında takipleri yapılarak ilerlenilir
Ozon Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Majör yöntem: En yaygın kullanılan bu metodla 50-200 ml kan alınarak (genelde 100 ml) dozu belirlenmiş ozonla (5-60 Gama arası) karıştırıldıktan sonra tekrar kişiye geri verilmesidir.
Minör yöntem: Kişiden alınan 2-5 cc kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilir.
Cilt altı (subkutan): Belirlenmiş doz ve hacimdeki ozon gazı ince uçlu bir iğne ile cilt adına verilir (dokuda ödem, selülit gibi durumlarda kullanılır).
Eklem içine ozon gazı verilmesi: eklem rahatsızlıklarında uygun bir iğne ile belirli bir dozda ozon gazının eklem içine verilmesidir.
Vücut boşluklarına Ozon gazı verilmesi: Rektal (makat) yoluyla, vajinal ve kulak yoluna püskürtme ile ozon verilir.
Ozonlanmış ürünlerin kullanılması: Ozonlu su, ozonlu yağ gibi ozonlanmış sıvıların haricen sürülmesi şeklinde uygulanır.
Ozon Tedavisi Nasıl Uygulanmaz?
Ozon terapisinde ozon gaz olarak direk damar içine verilmez ve direk solunulmamasına dikkat edilir. Oda ortamında ozon dedektörü vardır doz kontrolü bu şekilde yapılır.
Özetle
Ozon terapisi görüldüğü üzere, pek çok parametresi olan oldukça kişiye özel bir tedavidir. Doza bağımlı olarak immüniteyi düşürücü, arttırıcı veya modüle edici etkileri vardır. Hastalığın seyri(akut/kronik), hastanın genel durumu, yaşı (çocuklarda özellikle rektal uygulamalar), tedavinin seyrini belirler. Ozon uygulaması sağlık bakanlığınca belirlenmiş sertifikasyonla, uygulamaya uygun mekanlarda doktor tarafından değerlendirilerek yapılmalıdır.
Ozon Terapisi hakkında merak ettiğiniz konuları Uzm. Dr. Derya SAYLIK‘a sorabilir, sorunuzla ilgili öneriler isteyebilirsiniz. +90 (552) 470 58 98 nolu telefonumuzu arayarak bilgi alabilirsiniz.
Önemli Not: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
6 Yorum
Geri bildirim:
Geri bildirim:
Geri bildirim:
Geri bildirim:
Geri bildirim:
Geri bildirim: